Türk Halk Müziği

Türküler ve Notaları - Android Uygulamamız Play Store'de yayınlanmaktadır. >>>
Türk Halk Müziği

Türk halk müziği, Türkiye'nin çeşitli yörelerinde farklı ağızlar ve formlarda söylenen Türkçe yöresel etnik müziklerin tümü. Yapısal olarak folklorun bir parçası olan Türk halk müziği (kısaca THM), sözlü halk müziği ve sözsüz halk müziği olmak üzere ikiye ayrılır. Sözlü halk müziğine genel olarak türkü adı verilir. Sözsüz halk müziği ise düzenli yöresel çalgı ezgileridir. Klasik Türk halk müziği, çeşitli yörelerden derlenmiş birçoğu anonim olan türkülerden ve sözsüz halk müziklerinden oluşur, anonim eserlerin sözü ve bestesinin kime ait olduğu bilinmez ve yöreye mâl olmuştur. Modern Türk halk müziği ise, 1970'li yıllardan sonraki dönemde eski yöresel müzik kalıpları örnek alınarak oluşturulmuş, sözü ve bestesi belli olan halk müzikleridir. Türk halk müziği, halk oyunları ve halkbilim ile de yakından ilgilidir. Bunun dışında genel karakteristiğine göre; bektaşi, halay, teke, zeybek gibi türlere ayrılır. Ayrıca il bazında türküler kategorilendirilmiştir.

Etimoloji

Cuhuriyet Kurulduğu yıllardan itibaren yöre yöre araştırma yaparak; pek çok anonim türküyü kaynağından derlemiş ve arşivlemiş olan TRT ve yörelerindeki unutulmuş veya unutula gelen türkülerin pek çoğunu yöresel sanatçılar da kayda geçirmişlerdir.

Türleri

Türk Halk Müziği örnekleri genelde sözlü olmakla beraber, sözsüz dans müziklerini de içerir. Halk türkülerinin ölçülü olanına kırık hava, ölçüsüz olanına uzun hava denir. Uzun havalar Anadolu'nun değişik bölgelerinde bozlak, Türkmani, maya, hoyrat, divan, ağıt gibi adlarla anılır. Bunlar genellikle Karacaoğlan, Emrah, Ruhsati, Sümmani ve daha birçok bilinen halk ozanının deyişleri üzerine yakılmıştır. Kırık havalar ise koşma, yiğitleme, güzelleme, taşlama, ninni ve daha başka adlar altında kümelenir. Bunlar da genellikle gurbet, ayrılık, sıla hasreti, ölüm, askere gidiş, yiğitlik, düğün, çocuk sevgisi, kız kaçırma gibi köye has toplumsal bir olayı konu alır, sadelik, içtenlik, duygululuk gibi özellikler gösterir yerel renkler taşır. Türk Halk Müziği'nin melodi yapısı incelendiğinde bu melodilerin ses genişlikleri bakımından bir oktav (sekiz ses sınırı) tamamlayan dizi ve tonaliteyi kesin şekilde belirtmeyen ikili ile beşli aralıkları içinde yaratılmış olduğu görülür. Bununla birlikte dizi ve tonaliteyi belli eden sekizli ve daha geniş sınırlı melodiler de çoktur. Basit ve birleşik ölçülerden başka aksak ölçüleri içeren Türk Halk Müziği, ezgiler ve formlardan oluşur.

Türk Halk Müziği Çalgıları

  • Telli Çalgılar:
    1. Tezeneli Çalgılar:
      • Bağlama
      • Cura
      • Tanbura
      • Divan Bağlaması
    2. Tar
    3. Cümbüş
    4. Yaylı Çalgılar:
      • Kabak Kemane
      • Karadeniz Kemençesi
    5. Üflemeli Çalgılar:
      • Kaval
      • Zurna
      • Ney
      • Çifte
      • Tulum
      • Sipsi
      • Çığırtma
  • Vurmalı Çalgılar:
    1. Deri Vurmalı Çalgılar
      • Davul
      • Nağara
      • Def
      • Dümbelek
      • Bendir
    2. Çarpma Vurmalı Çalgılar
      • Kaşık
      • Zil
      • Zilli Maşa
  • Anadolu'da Söylenen Halk Müziği Türleri
      • Ağıt
      • Atışma
      • Azeri Havası - Mahnı
      • Barak
      • Bozlak
      • Boğaz Havası: Kadınlarca gırtlaktan söylenir. Ezgi
      • Destan
      • Deyiş
      • Gurbet Havası
      • Gazel
      • Hoyrat (Kerkük Türkmenleri)
      • Kına Havası
      • Koçaklama
      • Koşma
      • Maya
      • Mani
      • Muğam (Azeri)
      • Teke Zortlatması
      • Türkü
      • Uzun Hava
      • Yol Havası
      • Zeybek Havaları

    Ağıt: Acının veya ölümün ardından yakılan türküler.

    Atışma: Halk (saz) ozanlarının karşılıklı deyişler söyleyerek şaka yollu tartışmaları, deyişli karşılaşma.

    Azeri Havası - Mahnı: Azeri halk müziğinde olan ezgiler mahnı adını alır. Uzun hava türünde serbest olarak okunup çalınan ezgilere “mu g amin at” denir. Azeri müziğinde halk sazları olarak; Tar, Kemançe, Balaban, Gaval (Tü- tek), Zurna, Def, Nağara, Koşa Nağara başta gelir.

    Barak: Barak havaları; Türkiye’nin Güneydoğu kesimlerinde yaşayan Barak Türkmenlerine has bir uzun hava türüdür. Baraklar, Orta Asya’dan Anadolu’ya göç etmiş Türkmenlerin bir koludur ve Gaziantep ilinin Oğuzeli, Kargamış ve Nizip ilçeleri başta olmak üzere Kilis, Gaziantep, Kahramanmaraş illerinden Adana’ya kadar olan bölge Barak nüfusun 19.yüzyıldan beri yoğun olarak yaşadığı coğrafyayı oluşturur.

    Bozlak: Birçok bölgede görülmekle birlikte, özellikle İç Anadolu ve Güney Anadolu'da, Toroslar'da yaygın olan Avşar ve Türkmen oymaklarına ait bir uzun hava türüdür.

    Bozlak kelimesinin kökeni hakkında çeşitli görüşler vardır. Öztürkçe bir kelime olan "Bozlak"ın çeşitli anlamlan, çeşitli eserlerde şu şekilde belirtilmiştir.

    Divan-ı Lügat-it Türk'de "bozlak", "bozlamak" ses vermek bağırmak anlamına gelmektedir. Dede Korkut'ta ise bozlatmak, böğürmek manasında kullanılmakta, Kırgızcada ise "botasın olgan tüyiidey bozlayı bozlayı kaldım men", "yavrusu kaybolmuş, çalınmış bir deve gibi bozlaya bozlaya, feryat içinde kaldım ben" denmektedir.

    Özet olarak, feryad etmek, haykırmak, ayrıca deve bağırması anlamına bozulamaktan, bozlamaktan gelen bir kelimedir.

    Bozlak, ayrıca bağlamada yapılan bir düzene (akord) de verilen addır. Burada alt ve Orta teller "LA", üst tel "SOL" sesine çekilir. Bu düzene "Abdal" düzeni de denmektedir.

    Bozlak ayrıca Kürdi makamındaki türleri belirten bir ayak adı olarak da "Bozlak Ayağı" şeklinde kullanılmaktadır.

    Zaten bozlaklarda türü belirleyen en önemli öge Kürdi dizisi içinde seslendirilmeleridir. Bazı bozlaklarda Kürdü dizisinin yanı sıra "Acemkürdi" ve "Muhayyerkürdi" makamları, bazen de bu makamların Sol veya Fa diyez üzerine aktarılmış şekilleri kullanılır. Az da olsa, Toros Türkmenlerinde bu tip bozlaklar görülmektedir.

    Dağ ve Oymak havalarının karakterestik bir türü olan bozlak, çoğunlukla bir erkek tarafından söylenir, ancak Teke yöresinde Yörüklerin hep birlikte söylediklerine de rastlanmıştır.

    Bozlakların konularını, yöresel ve çeşitli toplumsal olaylarla ilgili konular oluşturur. En önemli özelliklerimizden olan yiğitlik ve kahramanlık bu konuların başında gelmektedir.

    Dizileri çoğunlukla 11 ve 14 heceli olan bozlakların sözleri anonim olabileceği gibi saz şairlerine ait de olabilir. Bozlakların birkaç türü vardır. Vurguladıkları konulara göre yiğitleme, güzelleme, yanık, ağıtlama ve kerem bozlağı gibi adlar alırlar.

    Yiğitleme bozlağı; sözleri saz şairlerimizden Dadaloğlu'na ait olan aşağıdaki bozlak örnek olarak verilebilir.

    Kalktı göç eyledi Avşar elleri
    Ağır ağır giden eller bizimdir
    Arap atlar yakın eder ırağı
    Yüce dağdan aşan yollar bizimdir

    Bozlakların ses genişliği 8'li, 10'lu hatta 12'li olabilir. Dizi kullanılırken tiz seslerden başlanır, karar sesinin sekizlisi ve yedilisinde belirgin biçimde görüldükten sonra karar perdesine inilerek uzun hava bitirilir. Bozlaklar çalgı eşliği olmaksızın söylendiği gibi cura ve bağlama eşliğinde de söylenirler.

    Kırşehir' li mahalli sanatçılar bozlak çalarken genellikle bağlamanın RE perdesini karar sesi olarak kullanırlar. Yani bozlağı RE üzeri çalarlar. Bozlakların çalınışı ve söylenişinde sert bir ifade vardır.

    Bozlaklar Avşar ve Türkmen ağzı ile seslendirilirler. Bozlakların usta seslendiricilerine, Kırşehir'li Hacı Taşan, Muharrem Ertaş, Neşet Ertaş, Çekiç Ali, Ekrem Çelebi, Bahri Altas ve Tufan Altas gibi yöresel sanatçıları örnek verebiliriz.

    Boğaz Havası: Boğaz havaları, Teke yöresi adıyla anılan Denizli, Burdur, Isparta ve Antalya illerinin içinde yer aldığı coğrafyada, Yörük aşiretlerinde görülen ve genellikle çocuk ve genç yaştaki kadınların özel bir teknik kullanarak icra ettikleri türkülere denir. Teke yöresi müziğinin icrasında kullanılan özellikle sipsi, düdük ve kaval gibi nefesli çalgıların seslerini taklit etme biçiminde icra edilen bu müziğin,  göçer hayvancılığın yörede yaygın olduğu zamanlardan beri kullanıldığı bilinmektedir.

    Bu havalar, yörede boğaz çalma, hada, hollu diye bilinen bir teknikle seslendirilir. Bu teknik başparmağın ya da işaret parmağı ve orta parmağın birlikte boğaza bastırılması ve çıkartılan seste titreşim sağlanması ile uygulanır. Gelişim dönemindeki çocukların sesleri, boğaz çalmada arzu edilen tınıların elde edilmesine daha elverişlidir. Yetişkin yaşlarda ses yapısının değişime uğraması nedeniyle bu tekniğin kullanımı azalır.

    Çocukların ve gençlerin eğlenmek için ya da hayvan otlatmak için bir araya geldiklerinde sıklıkla seslendirdikleri boğaz havalarının repertuvarı; hem boğaz çalma tekniğiyle icra edilen Teke yöresine has türkülerden hem de tek bir ezgi kullanılarak karşılıklı olarak söylenen atışmalı mânilerden oluşur.

    Göçer hayvancılığın azalmasına paralel olarak giderek yaygınlığını yitiren boğaz havalarının günümüzde; kaval, üç telli cura ve kemik düdük gibi enstrümanlarla da çalınmaya devam edildiği gözlenmektedir. 

    Destan: Farsça Dâstân, dilimize Destan olarak geçmiştir. Aşık edebiyatında aşıkların sevgilerini, kahramanlık olaylarını, günlük olaylarla ilgili kimi durumları anlatan, biçim olarak koşma’ya benzeyen ancak dörtlük sayısı ve konu-anlatım bakımından koşma’dan ayrılan edebi bir nazım türüdür. Savaş, kıtlık, doğal afetler gibi toplumsal olayları konu edinmesi destanları belirleyen en önemli niteliktir.

    Deyiş: Alevi-Bektaşî halk ozanlarının bağlama eşliğinde söyledikleri tasavvufi şiirlerdir. Nefes ve İlahi'nin Alevi-Bektaşî edebiyatındaki karşılığıdır.

    Gurbet Havası: Teke yöresinde icra edilen serbest tartımlı ezgi türü. Konu bakımından yalnızca gurbeti almaz. Çalgı eşliğinde veya yalnız sesle icra edilir. Giriş kısmında çalgı mevcutsa buna “kesik gurbet” denir. Yaygın gurbet havaları: Ali Bey, Avşar Beyleri,Güllük Dağı, Haydülen.

    Gazel: Divan şiirinin çok sevilen bir nazım şekli ve şiir tarzıdır. Kelime mânası aşk ve sevgi üzerine konuşmak, sohbet etmektir. Gazelin bizim edebiyatımızdaki örneklerine, dinî, ahlâkî, tasavvufî mahiyeti yanında kadın ve aşka dair olanları bulunmak üzere Anadolu sahasında rastlanır. Bu duyguların gazel tarzında coşkunca ifade edilmesi, bu yolda yürüyen şairleri etkilemesi bakımından önemlidir. Böylece gazel; tabii ve beşeri, maddi ve manevi güzelliklerin, zevk ve eğlencelerin, aşk, heyecan ve acıların, kader karşısındaki çaresizliklerin, neşeli, yanık, gururlu, duygulandırıcı bir ifade haline gelerek hüviyetini kazanmıştır. Gazeller; yaşanan hayata, çevreye ve tabiata dair aşkı, güzelliği, samimi, zarif ve şuh bir ifadeyle ortaya koyarlar.

    Hoyrat: Halkın duygu ve düşüncesini özlü bir şekilde dile getiren, en duygusuz kişileri duygulandıran, en uyuşmuş gönülleri heyecanla dolduran bir halk şiiri türüdür. Hoyrat kelimesinin bu şiir türüne ad olması konusunda çeşitli görüşler vardır. Bize göre Hoyrat, gerek söz ve gerekse kendine has ezgisiyle yiğitlik ve mertlik havası uyandıran; sevda, gurbet, sevinç, keder, yas, vatan sevgisi, kin, v.b. duyguları işleyen; sanat kavramından az çok nasibini almış, klasik unsurlarla beslenmiş bir Türk Halk Edebiyatı ve müziğinin birlikte adıdır.

    Biçim ve anlatım yönünden sağlam ve güzel bir yapıya sahiptirler. Edebi olarak klasik unsurlarla beslenmiş; müzik yönünden de yiğitlik, kabadayılık, mertlik telkin eden bir edası olduğundan, yayıldığı yörede halk hoyratı diğer türlerden üstün tutar.

    Kına Havası: Evlenme törenlerimizin köylerdeki ana motiflerinden biri genellikle bu kına yakılma sahnesinin oyunudurr. Geline kına yakıldığı dakikalarda bir ara tefçi (çingi) denilen kadının yükselttiği türkü eşliğiyle genç kız ve kadınlar oyuna kalkarlar, onun pek tabiî olan heyecanını yatıştırmaya çalışırlar ki görenektendir. Bu oyunun havası ne de olsa az çok belirlidir. Yani, gelişigüzel havalar yürütülmeyerek tefçi ona uygun bir - iki türküyü hatırlatmaya dikkat eder. Hep bilinen bir - iki türküye "kına havası" denilmesi çoğu yerlerde âdettir.

    Koçaklama: Yiğitçe ve coşkulu bir söyleyişle, savaş ve dövüşleri anlatan, kahramanlık duygularını canlandıran şiirlerdir. Koçaklamalar, epik şiir türüne girer. Köroğlu ve Dadaloğlu, bu türde söyledikleri şiirlerle tanınmışlardır.

    Koşma:  Coşturucu duyguların dile getirildiği, İslamiyet öncesinde yazılan koşuk türünün bir devamı olan ladinî (dinî olmayan) Türk halk edebiyatı nazım biçimi. Koşmalar genellikle 11'li hece ölçüsü ile söylenir, en az 3 en çok 12 dörtlükten oluşur.

    Maya: Usulsüz bir sözel türdür. Küme ve motif şekilemesinin sıkça yapıldığı mayalarda, resitatif seslendirmeler yoğun olarak yapılmıştır. Hüzünlü bir konuyu işleyen başka bir uzun havanın arkasından ölçüsüz ancak ritmik olarak söylenen bir uzun hava çeşididir.

    Mani: Başta aşk olmak üzere hemen her konuda yazılabilen bir halk edebiyatı nazım biçimdir. Anonim halk edebiyatında en küçük nazım biçimidir. Çoğunlukla 7 heceli dört mısralık bir bentten meydana gelir.

    Muğam (Azeri): Muğam özgün, klasikleşmiş Azerbaycan milli müziği . Karma ritmli ezgilerden oluşan folklorik bir müzik. Yüzyıllar içinde olgunlaşarak günümüze ulaşan Muğam (makam) sanatı uzmanlaşmış profesyonel müzisyenlerin icra ettiği oldukça üst düzeyli bir sistemdir.  Belli bir melodik dizinin temel alındığı Muğamlar daha çok tar ile bazen de başta kemençe olmak üzere birçok geleneksel çalgıyı içerebilen sazandar orkestraları tarafından seslendirilir. Başta ve aralarda belli temalar birlikte çalınır ve bu temaların araları uzun doğaçlamalarla işlenir. Muğamlar kimi zaman enstrümantal bazen de yine tar ya da sazandar orkestraları eşliğinde bir şarkıcı tarafından seslendirilir.

    Teke Zortlatması: gayet canlı ve çabuk hareketli bir oyun olup 4 vuruşlu 9 süreli ezgilerle oynanır. Teke zortlatması ile Teke zortlaması aynı tür oyuna değişik yorumlarla konulmuş adlardır. Türün en belirgin öğeleri usûl, bağlamadaki çalış tavrı ve oyunlara eşlik olarak okunmasıdır.

    Türkü: hece ölçüsüyle yazılmış, sözleri ezgi eşliğinde söylenen Türk halk şiiridir. Türküler genellikle anonimdir. İsimleri bilinen saz şairlerinin söyledikleri de giderek halka mal olmuş ve bunlar da anonimleşme eğilimine girmiştir.

    Uzun Hava: Geleneksel Türk halk müziğinde genel olarak serbest ritmli (usulsüz) olarak söylenen ezgi türü. Başlıca formları,bozlak,gurbet havası,hoyrat,divan,yol havası,Arguvan ağzı,Çamşıhı ağzı,maya, barak ağzı ve müstezattır. Bu uzun havalar usul ile çalınmaz, her sanatkarların arzusuna göre serbestçe çalınır.

    Yol Havası: Karadeniz Bölgesinde, özellikle Rize ve Trabzon yöresinde yaygın olarak yaşatılan bir uzun hava türüdür. Sözel seslendirmede konuşurcasına (Recitatif) söyleme belirgin özelliktir. Yöre ağzı da belirgin olarak kendini gösterir.

    Zeybek Havaları: 17. yüzyıldan 20. yüzyılın ilk çeyreğine kadar olan dönemde, Batı Anadolu’da yaşamış olan eşkıya gruplarının genel adı. Etki alanı; Ege kıyılarından Akdeniz’e, Marmara’dan İç Anadolu ve İç Karadeniz’e kadar ulaşır. Bu türün temeli dans pratiğine dayanır. Teme ritmik özelliği 9 zamanlı olmasıdır.